Hıristiyanlık, bugünkü dünya coğrafyasının hemen her bölgesinde
mensubu bulunan, temelde vahiy ve mukaddes kitap ile tektanrıcılığa
dayanan bir dindir. (1)
Hıristiyan kelimesi Yunanca "khristianos" kökünden
gelir. isa'nın adı bu dilde Khristos (2) olarak geçer. Bu kökten çıkan
"khristianos" ve "khristian" kelimeleri de, isa'ya bağlanan, O'nun
yolundan giden anlamına gelmektedir. Hıristiyanlık, Filistin bölgesinde
doğmuştur. Nasıralı isa'yı merkez alan bir Yahudi -Mesihi hareketi-dir.
isa, israil'i gelecek Tanrı Krallığına hazırlamak istemiştir. Ancak
bugünkü Hıristiyanlık isa'nın havarilerinin arasına sonradan giren
Pavlus'un yorumlarıyla değişik bir hüviyet kazanmıştır.
isa soy itibariyle Yahudi 'dir ve Mesih olduğunu
açıklamıştır. (3) isa, kendinin bir peygamber olduğunu, insanları
doğruluk, kardeşlik ve hak yola çağırmak için geldiğini açıklaması
Yahudilerin işine gelmemiştir. (4)
Dinler Tarihçilerine göre Hıristiyanlığın tarihi
oldukça uzundur. Takriben yirmi asırlık bir zamanı içine alan
Hıristiyanlık tarihi dört devrede incelenmiştir:
1- Havariler tarafından yayılan ve Batı Roma
imparatorluğu'nun yıkılmasına kadar devam eden dönem. Hıristiyanlık bu
dönemde geniş yayılma sahası bulmuştur.
2- V. yüzyıldan XVI. yüzyılın başlarına kadar
süren dönem Doğu Kilisesi'nin Batı Kilisesi'nden ayrıldığı bu dönemde
Hıristiyanlık Avrupa'nın kuzey bölgesinde yayılmıştır.
3- XVI ve XVII. yüzyılları içine alan dönem.
Hıristiyanlık için çok önemli olan bu devrede Protestanlık ortaya
çıkmış, Katolik Mezhebi ile çatışma sonucunda Batı Kilisesi
bölünmüştür. Çünkü Roma Katolik Kilisesi'nin gösterdiği halas yani
kurtuluş fikri o dönem Hıristiyanlarını tatminden uzaktı.
4- XVIII. yüzyıldan itibaren başlayan ve
Hıristiyanlığın karışıklıklar içinde geçtiği bir dönem olarak bilinen
bu devrede Hıristiyanlık üzerindeki münakaşalar kilise dışına
taşmıştır. Dinler Tarihçilerinden bazıları da Hıristiyanlığı üç devrede
incelemişlerdir:
1- Hıristiyanlığın klasik dönemi (I-VIII. yüzyıl),
2- Hıristiyanlığın Ortaçağ dönemi (IX-XV. yüzyıl),
3- Hıristiyanlığın Yeni dönemi (XV. yüzyıl vd.).
Hıristiyanlara, isa'ya yardım ettikleri, Nasıra köyünde O'nunla birlikte bulundukları için Nasranî denilmiştir.
Hıristiyanlığı Kudüs ve civarı dışında yepyeni bir
hüviyetle yayan Pavlus (5) olmuştur. Yaygın şifahî Hıristiyan nakline
göre Pavlus Hıristiyanlığı ve incil'i bir mucize ile isa'dan almış,
ileride kilisenin talimlerine kendi zihniyetini hâkim kılmak için
gayret sarfetmiştir. ingiliz tarihçilerinden Wels'e göre Pavlus, zeki
ve zamanının bütün dinî cereyanlarını bilen bir insandır. Diğer
dinlerden birçok hususları Hıristiyanlığa aktarmıştır. Pavlus'un,
Hıristiyanlık için değişmez prensipler olarak ilân ettiği hususlar
şunlardır:
1- Hıristiyanlık bütün insanlığa hitap eden bir dindir.
2- Allah'ın oğlu olan Mesih isa, insanların günahlarına keffaret olmak üzere Haç'ta can vermiştir.
3- isa ve Ruhu'l-Kuds, aynı derecede Tanrıdır.
4- Ölüler arasından dirilerek kalkmış olan isa, semaya çıkarak Baba'sının sağ yanına oturmuştur.
Pavlus, isa'nın ve Ruhu'l-Kuds'ün Tanrı oldukları
inancını yerleştirmeğe çalışmıştır. Ayrıca yine O, isa'nın vazettiği
sünnet olmayı ve domuz eti yememeği de kaldırmıştır.
Bir bakıma bugünkü Hıristiyanlığa Pavlus'un
yorumları demek mübalağalı bir ifade sayılmamalıdır. Nitekim, gerek
mukaddes metinler gerek ilk kilise, gerek ilk Hıristiyan inançlarının
Pavlus'un eseri olduğunda Hıristiyan ilâhiyatçıları görüş birliği
içindedirler. (6)
inanç ve ibadet Sistemi
Hıristiyanlık
monoteist bir dindir, incillerde ve diğer mukaddes metinlerde bu
anlayışı destekleyen ifadeler mevcuttur. (7) Ancak yine aynı metinlerde
ve kilisenin sahih kabul ettiği incil metinlerinde isa için "Tanrı'nın
Oğlu" Allah için de "Baba" terimlerinin kullanıldığı görülmektedir.
Hıristiyanlığın mukaddes kitabı'nda geçen "Ben ve Baba biriz",
"Babanızın Ruhu", "Allah'ın Ruhu" vb. deyimler, bunlar İslami
çevrelerce teslis olarak yorumlanmaktadır.
Hıristiyanlıktaki iman ikrarına giren esasların
nelerden oluştuğu incil metinlerinde açık bir şekilde yer almamakla
beraber, bu prensiplerin ilk Havariler Konsili'nden itibaren tesbite
başlandığı, son şeklini ise IV. ve V. yüzyıldaki konsillerde aldığı
yaygın bir kanaat halindedir. Bununla beraber inançlar konusunda gerek
kiliseler, gerek mezhepler arasında bazı ortak ana unsurlar bulunduğu
gibi farklı anlayışlar da vardır. Günümüz Hıristiyanlarının da hemen
büyük bir kesiminin kabul ettiği Havariler inanç sistemi ( şu
maddelerden oluşmaktadır:
1- Ben, Tanrı'ya Kudretli Baba'ya,
2- Biricik oğlu Rab isa'ya,
3- isa'nın Bakire Meryem ve Ruhul'-Kuds'ten doğduğuna,
4- Pilatus zamanında çarmıha gerilerek gömüldüğüne,
5- Ölüler arasından üçüncü gün dirildiğine,
6- Göklere yükseldiğine,
7- Baba'nın sağında oturduğuna,
8- Ölüleri ve dirileri yargılamak üzere oradan ineceğine,
9- Ruhu'l-Kuds'e,
10- Mukaddes Kilise'ye
11- Günahların bağışlanacağına,
12- Bedenin dirileceğine, inanırım. (9)
Hıristiyan Mukaddes
Kitabı'nda "teslis" kelimesi veya O'na iman etmeye çağıran açık bir
ifade mevcut değilse de isa'nın , "Baba, Oğul ve Ruhu'l-Kuds ismiyle
vaftiz eyleyin" (10) şeklinde Havarilere emir verdiği bilinmektedir.
Ancak ilk konsillerde bu konu tartışılmış, iznik Konsili (325) 'nde
Ruhu'l-Kuds'ün tanrılığı karara bağlanmıştır. (11)
Bazı Dinler Tarihçilerine göre, monoteizm
inancının hâkim olduğu Yahudi çevresinde çıkmış olan "teslis" inancı,
büyük bir ihtimâlle isa'nın tanrılaştırılmasının tabiî bir sonucu
telâkki edilmelidir. Bunun yanında Ruhu'l-Kuds'ün de ayrı bir ilâhî
varlık sayılması üç ayrı tanrı anlayışına zemin hazırlamıştır. Daha
sonraki dönemlerde birtakım kelâmî ifadelerle açıklanmaya çalışılan
teslisin üç unsuru (Baba, Oğul, Ruhu'l-Kuds) bir ulûhiyetin üç ayrı
görüntüsü olan bugünkü formülün benimsenmesiyle noktalanmıştır. (12)
Hıristiyanlara göre teslis öyle büyük ve gizemli
bir kavramdır ki sırf insan aklı onu derinliği ve şümulü ile
kavrayamaz. (13) Bu bakımdan, mahiyet ve köklerini araştırmaya
girişmeksizin insanın O'na inanması gerekir. Bununla beraber
Hıristiyanlık'taki inanç esaslarının bütün mezheplerce aynı şekilde
benimsendiğini söylemek mümkün değildir. Protestanlığın inanç esasları
ise şunlardır:
1-Mukaddes kitaplara iman,
2- Uluhiyete iman,
3- insanın günahsızlığına iman,
4- Günahların keffaretine iman,
5- Ahirete iman.(14)
Bu konuya son vermeden önce Hıristiyanlık'ta melek
inancına birkaç cümle ile değinelim.
Hıristiyanlık'taki melek inancının temeli onların masum ve ruhanî
varlık oluşlarıdır. Ancak kilise bu ruhanî varlığı cisimlendirerek
açıklamaktadır. Onlara göre melekler Allah'a yardımcı olmakla
görevlidirler. Ancak bazı Hıristiyan mezheplerinde melekler, insanlar
gibi günah işleyebilir olarak algılanmıştır. Onlardan bazılarına
"Tanrı'nın Kızları" adı verilmiştir.
Kutsal Kitapları
Hıristiyanlığın mukaddes kitapları incillerdir. Yunanca
"evangelion" kelimesinden gelen incil, "müjde, iyi haber" anlamlarını
ifade eder. (15) incil kelimesinin bu açıklamasına dayanarak ilk dönem
Hıristiyanları, isa'nın gelişini, insanları kötülük ve günahtan
kurtararak selamete ulaştırmak manasında yorumlamışlardır.
Bugün Hıristiyanların ellerinde bulunan Yeni Ahit,
4 incil (16) ile 23 küçük kitabın birleşmesinden meydana gelmiştir;
hepsi 27 kitaptır. Bu kitapların hemen tamamı II. yüzyıldan sonra
yayılmıştır, Yunanca'dır. Hıristiyanlar bu kitapların Havarilerden
geldiğini ve doğru olduğunu kabul ederler. Bununla beraber incillerin
isa'nın eseri olmadığını, ihtiyaç duyuldukça sonradan yayıldığını,
isa'nın düşüncelerini yansıtmadığını iddia edenler de vardır.
Hıristiyan dinî literatüründe kilisenin sahih
kabul ettiği incil metinlerine "kanonik", sahih kabul edilmeyen incil
metinlerine de "apokrif" denir. (17) Apokrif metinler üzerinde gerek
ilâhiyatçıların, gerek mezhepler tarihi uzmanlarının tartışmaları hâlâ
bitmiş değildir. inciller arasında bir takım ayrılıklar bulunmakla
beraber ilk üç incil (Matta, Markos, Luka)'de bazı benzerlikler tesbit
etmek mümkündür. Aralarındaki şekil ve konu berzerliğinden dolayı
bunlara "Sinoptik" inciller denir. (18) Nitekim, mucizeler ve isa'nın
hayatına dair olayların anlatımına Sinoptik inciller oldukça açık
benzerlikler sergilemekte, her üçü de ortak şifahî kaynağa
dayanmaktadır. Bu inciller edebî yönden birbirlerine bağlıdır. Yuhanna
incili ise anlattığı olayların tefsirine daha fazla önem verdiği için
"sembolik" bir anlam taşır.
Hıristiyan ilâhiyatçılardan bazılarına göre isa'ya
ilk inanan Havarilerden dördü, sonradan O'nun sözlerini toplayarak
birer incil meydana getirmişlerdir. ilk dört incil (19)'den en
eskisinin Markos olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. ilk inciller
genellikle ibranca ve Yunanca yazılmış, Orta çağ boyunca da
Latince'sinden okunmuştur.
Bir diğer açıdan Hıristiyanlar, isa'nın kanun ve
öğretilerini içine alan kitapların tamamına incil adını
vermektedirler.(20) Hıristiyanların kabul ettikleri bir sınıflandırmaya
göre 27 kitaptan meydana gelen Ahd-i Cedid iki bölümdür:
1- Tarihi inciller (1-4 kitap),
2- Talimi inciller (5-27 kitap).
Bugünkü incil'in muhteviyatını tarihî bir muamelenin sonucu
olarak kabul etmek mümkündür. isa Arami dilini kullanmıştır. Sonraki
dönemlerde incil halk Yunancası ile yazılmıştır. içinde Arami dilinde
birkaç cümle de vardır. 1546'da toplanan Merano Ruhani Meclisi,
incil'in Tanrı ilhamı olduğundan şüphe edilmesini yasaklamıştır.
mensubu bulunan, temelde vahiy ve mukaddes kitap ile tektanrıcılığa
dayanan bir dindir. (1)
Hıristiyan kelimesi Yunanca "khristianos" kökünden
gelir. isa'nın adı bu dilde Khristos (2) olarak geçer. Bu kökten çıkan
"khristianos" ve "khristian" kelimeleri de, isa'ya bağlanan, O'nun
yolundan giden anlamına gelmektedir. Hıristiyanlık, Filistin bölgesinde
doğmuştur. Nasıralı isa'yı merkez alan bir Yahudi -Mesihi hareketi-dir.
isa, israil'i gelecek Tanrı Krallığına hazırlamak istemiştir. Ancak
bugünkü Hıristiyanlık isa'nın havarilerinin arasına sonradan giren
Pavlus'un yorumlarıyla değişik bir hüviyet kazanmıştır.
isa soy itibariyle Yahudi 'dir ve Mesih olduğunu
açıklamıştır. (3) isa, kendinin bir peygamber olduğunu, insanları
doğruluk, kardeşlik ve hak yola çağırmak için geldiğini açıklaması
Yahudilerin işine gelmemiştir. (4)
Dinler Tarihçilerine göre Hıristiyanlığın tarihi
oldukça uzundur. Takriben yirmi asırlık bir zamanı içine alan
Hıristiyanlık tarihi dört devrede incelenmiştir:
1- Havariler tarafından yayılan ve Batı Roma
imparatorluğu'nun yıkılmasına kadar devam eden dönem. Hıristiyanlık bu
dönemde geniş yayılma sahası bulmuştur.
2- V. yüzyıldan XVI. yüzyılın başlarına kadar
süren dönem Doğu Kilisesi'nin Batı Kilisesi'nden ayrıldığı bu dönemde
Hıristiyanlık Avrupa'nın kuzey bölgesinde yayılmıştır.
3- XVI ve XVII. yüzyılları içine alan dönem.
Hıristiyanlık için çok önemli olan bu devrede Protestanlık ortaya
çıkmış, Katolik Mezhebi ile çatışma sonucunda Batı Kilisesi
bölünmüştür. Çünkü Roma Katolik Kilisesi'nin gösterdiği halas yani
kurtuluş fikri o dönem Hıristiyanlarını tatminden uzaktı.
4- XVIII. yüzyıldan itibaren başlayan ve
Hıristiyanlığın karışıklıklar içinde geçtiği bir dönem olarak bilinen
bu devrede Hıristiyanlık üzerindeki münakaşalar kilise dışına
taşmıştır. Dinler Tarihçilerinden bazıları da Hıristiyanlığı üç devrede
incelemişlerdir:
1- Hıristiyanlığın klasik dönemi (I-VIII. yüzyıl),
2- Hıristiyanlığın Ortaçağ dönemi (IX-XV. yüzyıl),
3- Hıristiyanlığın Yeni dönemi (XV. yüzyıl vd.).
Hıristiyanlara, isa'ya yardım ettikleri, Nasıra köyünde O'nunla birlikte bulundukları için Nasranî denilmiştir.
Hıristiyanlığı Kudüs ve civarı dışında yepyeni bir
hüviyetle yayan Pavlus (5) olmuştur. Yaygın şifahî Hıristiyan nakline
göre Pavlus Hıristiyanlığı ve incil'i bir mucize ile isa'dan almış,
ileride kilisenin talimlerine kendi zihniyetini hâkim kılmak için
gayret sarfetmiştir. ingiliz tarihçilerinden Wels'e göre Pavlus, zeki
ve zamanının bütün dinî cereyanlarını bilen bir insandır. Diğer
dinlerden birçok hususları Hıristiyanlığa aktarmıştır. Pavlus'un,
Hıristiyanlık için değişmez prensipler olarak ilân ettiği hususlar
şunlardır:
1- Hıristiyanlık bütün insanlığa hitap eden bir dindir.
2- Allah'ın oğlu olan Mesih isa, insanların günahlarına keffaret olmak üzere Haç'ta can vermiştir.
3- isa ve Ruhu'l-Kuds, aynı derecede Tanrıdır.
4- Ölüler arasından dirilerek kalkmış olan isa, semaya çıkarak Baba'sının sağ yanına oturmuştur.
Pavlus, isa'nın ve Ruhu'l-Kuds'ün Tanrı oldukları
inancını yerleştirmeğe çalışmıştır. Ayrıca yine O, isa'nın vazettiği
sünnet olmayı ve domuz eti yememeği de kaldırmıştır.
Bir bakıma bugünkü Hıristiyanlığa Pavlus'un
yorumları demek mübalağalı bir ifade sayılmamalıdır. Nitekim, gerek
mukaddes metinler gerek ilk kilise, gerek ilk Hıristiyan inançlarının
Pavlus'un eseri olduğunda Hıristiyan ilâhiyatçıları görüş birliği
içindedirler. (6)
inanç ve ibadet Sistemi
Hıristiyanlık
monoteist bir dindir, incillerde ve diğer mukaddes metinlerde bu
anlayışı destekleyen ifadeler mevcuttur. (7) Ancak yine aynı metinlerde
ve kilisenin sahih kabul ettiği incil metinlerinde isa için "Tanrı'nın
Oğlu" Allah için de "Baba" terimlerinin kullanıldığı görülmektedir.
Hıristiyanlığın mukaddes kitabı'nda geçen "Ben ve Baba biriz",
"Babanızın Ruhu", "Allah'ın Ruhu" vb. deyimler, bunlar İslami
çevrelerce teslis olarak yorumlanmaktadır.
Hıristiyanlıktaki iman ikrarına giren esasların
nelerden oluştuğu incil metinlerinde açık bir şekilde yer almamakla
beraber, bu prensiplerin ilk Havariler Konsili'nden itibaren tesbite
başlandığı, son şeklini ise IV. ve V. yüzyıldaki konsillerde aldığı
yaygın bir kanaat halindedir. Bununla beraber inançlar konusunda gerek
kiliseler, gerek mezhepler arasında bazı ortak ana unsurlar bulunduğu
gibi farklı anlayışlar da vardır. Günümüz Hıristiyanlarının da hemen
büyük bir kesiminin kabul ettiği Havariler inanç sistemi ( şu
maddelerden oluşmaktadır:
1- Ben, Tanrı'ya Kudretli Baba'ya,
2- Biricik oğlu Rab isa'ya,
3- isa'nın Bakire Meryem ve Ruhul'-Kuds'ten doğduğuna,
4- Pilatus zamanında çarmıha gerilerek gömüldüğüne,
5- Ölüler arasından üçüncü gün dirildiğine,
6- Göklere yükseldiğine,
7- Baba'nın sağında oturduğuna,
8- Ölüleri ve dirileri yargılamak üzere oradan ineceğine,
9- Ruhu'l-Kuds'e,
10- Mukaddes Kilise'ye
11- Günahların bağışlanacağına,
12- Bedenin dirileceğine, inanırım. (9)
Hıristiyan Mukaddes
Kitabı'nda "teslis" kelimesi veya O'na iman etmeye çağıran açık bir
ifade mevcut değilse de isa'nın , "Baba, Oğul ve Ruhu'l-Kuds ismiyle
vaftiz eyleyin" (10) şeklinde Havarilere emir verdiği bilinmektedir.
Ancak ilk konsillerde bu konu tartışılmış, iznik Konsili (325) 'nde
Ruhu'l-Kuds'ün tanrılığı karara bağlanmıştır. (11)
Bazı Dinler Tarihçilerine göre, monoteizm
inancının hâkim olduğu Yahudi çevresinde çıkmış olan "teslis" inancı,
büyük bir ihtimâlle isa'nın tanrılaştırılmasının tabiî bir sonucu
telâkki edilmelidir. Bunun yanında Ruhu'l-Kuds'ün de ayrı bir ilâhî
varlık sayılması üç ayrı tanrı anlayışına zemin hazırlamıştır. Daha
sonraki dönemlerde birtakım kelâmî ifadelerle açıklanmaya çalışılan
teslisin üç unsuru (Baba, Oğul, Ruhu'l-Kuds) bir ulûhiyetin üç ayrı
görüntüsü olan bugünkü formülün benimsenmesiyle noktalanmıştır. (12)
Hıristiyanlara göre teslis öyle büyük ve gizemli
bir kavramdır ki sırf insan aklı onu derinliği ve şümulü ile
kavrayamaz. (13) Bu bakımdan, mahiyet ve köklerini araştırmaya
girişmeksizin insanın O'na inanması gerekir. Bununla beraber
Hıristiyanlık'taki inanç esaslarının bütün mezheplerce aynı şekilde
benimsendiğini söylemek mümkün değildir. Protestanlığın inanç esasları
ise şunlardır:
1-Mukaddes kitaplara iman,
2- Uluhiyete iman,
3- insanın günahsızlığına iman,
4- Günahların keffaretine iman,
5- Ahirete iman.(14)
Bu konuya son vermeden önce Hıristiyanlık'ta melek
inancına birkaç cümle ile değinelim.
Hıristiyanlık'taki melek inancının temeli onların masum ve ruhanî
varlık oluşlarıdır. Ancak kilise bu ruhanî varlığı cisimlendirerek
açıklamaktadır. Onlara göre melekler Allah'a yardımcı olmakla
görevlidirler. Ancak bazı Hıristiyan mezheplerinde melekler, insanlar
gibi günah işleyebilir olarak algılanmıştır. Onlardan bazılarına
"Tanrı'nın Kızları" adı verilmiştir.
Kutsal Kitapları
Hıristiyanlığın mukaddes kitapları incillerdir. Yunanca
"evangelion" kelimesinden gelen incil, "müjde, iyi haber" anlamlarını
ifade eder. (15) incil kelimesinin bu açıklamasına dayanarak ilk dönem
Hıristiyanları, isa'nın gelişini, insanları kötülük ve günahtan
kurtararak selamete ulaştırmak manasında yorumlamışlardır.
Bugün Hıristiyanların ellerinde bulunan Yeni Ahit,
4 incil (16) ile 23 küçük kitabın birleşmesinden meydana gelmiştir;
hepsi 27 kitaptır. Bu kitapların hemen tamamı II. yüzyıldan sonra
yayılmıştır, Yunanca'dır. Hıristiyanlar bu kitapların Havarilerden
geldiğini ve doğru olduğunu kabul ederler. Bununla beraber incillerin
isa'nın eseri olmadığını, ihtiyaç duyuldukça sonradan yayıldığını,
isa'nın düşüncelerini yansıtmadığını iddia edenler de vardır.
Hıristiyan dinî literatüründe kilisenin sahih
kabul ettiği incil metinlerine "kanonik", sahih kabul edilmeyen incil
metinlerine de "apokrif" denir. (17) Apokrif metinler üzerinde gerek
ilâhiyatçıların, gerek mezhepler tarihi uzmanlarının tartışmaları hâlâ
bitmiş değildir. inciller arasında bir takım ayrılıklar bulunmakla
beraber ilk üç incil (Matta, Markos, Luka)'de bazı benzerlikler tesbit
etmek mümkündür. Aralarındaki şekil ve konu berzerliğinden dolayı
bunlara "Sinoptik" inciller denir. (18) Nitekim, mucizeler ve isa'nın
hayatına dair olayların anlatımına Sinoptik inciller oldukça açık
benzerlikler sergilemekte, her üçü de ortak şifahî kaynağa
dayanmaktadır. Bu inciller edebî yönden birbirlerine bağlıdır. Yuhanna
incili ise anlattığı olayların tefsirine daha fazla önem verdiği için
"sembolik" bir anlam taşır.
Hıristiyan ilâhiyatçılardan bazılarına göre isa'ya
ilk inanan Havarilerden dördü, sonradan O'nun sözlerini toplayarak
birer incil meydana getirmişlerdir. ilk dört incil (19)'den en
eskisinin Markos olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. ilk inciller
genellikle ibranca ve Yunanca yazılmış, Orta çağ boyunca da
Latince'sinden okunmuştur.
Bir diğer açıdan Hıristiyanlar, isa'nın kanun ve
öğretilerini içine alan kitapların tamamına incil adını
vermektedirler.(20) Hıristiyanların kabul ettikleri bir sınıflandırmaya
göre 27 kitaptan meydana gelen Ahd-i Cedid iki bölümdür:
1- Tarihi inciller (1-4 kitap),
2- Talimi inciller (5-27 kitap).
Bugünkü incil'in muhteviyatını tarihî bir muamelenin sonucu
olarak kabul etmek mümkündür. isa Arami dilini kullanmıştır. Sonraki
dönemlerde incil halk Yunancası ile yazılmıştır. içinde Arami dilinde
birkaç cümle de vardır. 1546'da toplanan Merano Ruhani Meclisi,
incil'in Tanrı ilhamı olduğundan şüphe edilmesini yasaklamıştır.